Bir çocuk, aşağıda açıklandığı gibi çeşitli nedenlerle motivasyonsuz kalabilir. önceki haber. Bu koşulları daha derinlemesine inceleyelim ve bu endişe verici duruma çözüm bulmak için en iyi çözümleri belirleyelim. Şunu hatırlamak zorunludur: demotivation Hiçbir yerden gelmiyor; altta yatan bir şeyin gerçekleştiğinin bir belirtisidir. Uyanık ve dikkatli kalmak, herhangi bir alarm sinyali karşısında proaktif olmamızı sağlayacaktır.
7-8 yaş arası çocuklarda duygusal ve sosyal gelişim
İtibaren 7 veya 8 yılÇocuklar kendileri ve çevreleri hakkında daha büyük bir farkındalık geliştirmeye başlarlar. Bu, ailelerindeki, arkadaş çevrelerindeki ve okul ortamındaki yerlerini anladıkları zamandır. Ancak bu aşama aynı zamanda onları kendilerine ve başkalarına karşı daha eleştirel hale getirir; bu da ister iç ister dış olsun beklentileri karşılayamadıkları takdirde hayal kırıklıklarına yol açabilir.
Aşırı talep Bu, genellikle "Bu işte iyi değilim" veya "Eğer faydası olmayacaksa neden bu kadar uğraşayım ki?" gibi olumsuz düşüncelere dönüşen bir yetersizlik hissine yol açabilir. Bu zihinsel durum, çabadan, çalışmadan veya hedefleri ve kişisel gelişimi içeren herhangi bir faaliyetten çekilmeye yol açabilir.
Bu reddedilmenin bariz bir sonucu şu olabilir: zayıf okul performansı. Çoğu durumda çocuklar belirli konularda belirli zorluklar yaşarlar ve ihtiyaçlarına uygun destek alamamaları nedeniyle özgüvenleri etkilenir. Sonuçta bu onların motivasyonlarını düşürür.
Yüksek yetenekler: Motivasyon kaybının bir nedeni mi?
Çocukların durumu yüksek entelektüel yeteneklere sahip özel ilgiyi hak ediyor. Her ne kadar büyük bir akademik potansiyele sahip olsalar da, kendi özel ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde tasarlanmamış bir sınıfta sıklıkla sıkılırlar. Bu okul bağlantısının kesilmesi belirgin ilgisizlik eğitim sürecine yöneliktir.
Müfredat uyarlamalarının yeterli düzeyde olmaması, bu çocukların okulu bunları sağlamayan bir ortam olarak algılamalarına neden olabilmektedir. ilginç zorluklar veya onları aktif öğrenmeden uzaklaştıran uyaranlar. Bu durumlarda ebeveynler, öğretmenler ve gerekiyorsa eğitim uzmanlarının ortak çalışması büyük önem taşıyor. Zorlayıcı aktiviteler oluşturmak ve doğuştan gelen meraklarını teşvik etmek, bu çocukları motive etmenin ve öğrenmeye bağlı tutmanın anahtarı olabilir.
Aşırı koruma: motivasyonel gelişimin frenlenmesi
Tam tersi uçta ise aşırı hoşgörülü veya aşırı korumacı bir çevre nedeniyle motivasyonu düşen çocukları görüyoruz. Çocukluğundan itibaren her şeyi (ödevlerini yapsalar da yapmasalar da, çaba gösterseler de göstermeseler de) koşulsuz olarak alan kişiler, tembellik ve şevksizlik gibi bir tutum geliştirmeye eğilimlidirler.
Bu çocuklar anlamadan büyüyorlar. çaba değeri ne de kişinin kendi liyakatiyle başarılara ulaşmasının tatmini. Yaşamlarında teşviklerin ve net hedeflerin olmaması, onların herhangi bir zorlu aktiviteye olan ilgilerini kaybetmelerine neden olabilir.
Bir toplum veya aile olarak aşırı koruma tuzağına düştüğümüzde, çocukların gelişme fırsatını inkar etmiş oluruz. esneklik ve başarısızlıklarından ders çıkarın. Uzun vadede bu durum, hem duygusal hem de profesyonel açıdan onların bireysel gelişimleri açısından önemli bir dezavantaja dönüşebilir.
Motivasyon kaybının ardındaki biyolojik, sosyal ve psikolojik faktörler
Çocukluktaki motivasyon kaybının nadiren tek bir nedeni vardır. Kapsamlı bir analiz aşağıdakilerin etkileşimini dikkate almalıdır: biyolojik faktörler, sosyal y psikolojik.
- Biyolojik faktörler: Kronik hastalıklar, uyku bozuklukları veya yetersiz beslenme çocukların enerji düzeyini, öğrenme ve aktif olma isteklerini etkileyebilir.
- Sosyal faktörler: Akran grubuyla bütünleşme, aile desteği ve öğretmenlerle ilişkiler küçüğün duygusal refahı için çok önemlidir. Bu alanlardaki zorluklar ilgisizliğe yol açabilir.
- Psikolojik faktörler: Düşük benlik saygısı, başarısızlık korkusu veya kaygı ya da üzüntü gibi olumsuz duygusal durumlar, değersizlik algısını artırabilir ve motivasyonu önemli ölçüde azaltabilir.
Motivasyon kaybı işaretlerini zamanında tespit etmenin önemi
Çocuğun motivasyon kaybı belirtilerini erken tespit etmek, etkili önlemler almanın anahtarıdır. Bazı yaygın belirtiler şunlardır:
- Grup veya okul faaliyetlerine düşük katılım.
- Daha önce zevk alınan hobilere veya oyunlara ilgi eksikliği.
- Sık sık “Yapamam” veya “denemenin bir anlamı yok” yorumları.
Bu belirtiler göz önüne alındığında çocuğun durumunu kapsamlı bir şekilde değerlendirebilecek ve etkili müdahaleye rehberlik edebilecek bir uzmana gidilmesi tavsiye edilir.
Çocukluktaki motivasyon kaybı hafife alınmamalıdır. Tetikleyicileri belirlemek ve uygun bir destekleyici ortam yaratmak için ebeveynlerin, eğitimcilerin ve profesyonellerin birlikte çalışması hayati önem taşımaktadır. Kendi yeteneklerinize olan güveninizi teşvik etmek, başarılabilir zorluklar oluşturmak ve hepsinden önemlisi sevgi ve anlayış sağlamak, bu karmaşık aşamanın üstesinden gelmenin temel dayanakları olacaktır.